Melsa Ararat: “Şirketler toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak için hedef koymalı”

İş Dünyası 08.12.2020 - 10:20, Güncelleme: 19.12.2020 - 09:53
 

Melsa Ararat: “Şirketler toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak için hedef koymalı”

Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu’na bağlı Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nun düzenlediği 3. Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’nin konuğu Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat oldu. Ararat, “Verilen hakların, sahip çıkılmadığı zaman kaybedildiğini açıkça görüyoruz. Haklarımıza sahip çıkmalıyız. Türkiye’nin geleceği kadınlar üzerinden gelişecek” dedi.

Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu’na bağlı Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nun düzenlediği 3. Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’nin konuğu Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat oldu. Sadece platforma üye firmalarının temsilcilerine değil, tüm iş dünyasına açık olarak düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü BUSİAD Genel Koordinatörü A. Basri Tüfekçioğlu yaptı. Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeşim Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur, BUİKAD Başkanı Av. Oya Eroğlu,BUSİAD Başkanı Ergun Hadi Türkayve KalDer Yönetim Kurulu üyesi ve Seger Genel Müdürü Tülin Tezer’in de katıldığı söyleşinin açılışında konuşan Cesur, “Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’nibu yıl online söyleşiler ile devam ediyoruz. 15 günde bir yaptığımız bu söyleşilerinplatformumuzdaki firmalara ve tüm iş dünyasına esin kaynağı olacağına inanıyoruz” dedi. Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat,“Kadınlara hakların verilmesi yeterli değil, haklarımıza sahip çıkmadığımız zaman bu hakların geri alındığını görüyoruz. Bu sadece Türkiye’de değil dünyada da böyle. Haklarımıza sahip çıkmalıyız. Eğer Türkiye’nin iyi bir geleceği varsa bu gelecek kadınların üzerinde gelişecek.“ dedi.  Pandemi sürecinde kadınlara yönelik yaptıkları çalışmalara değinen Ararat, Sabancı Üniversitesi olarak yaptıkları araştırmalardan bahsetti. “Özellikle çalışan kadınların yükü bu dönemde dahada arttı. Bu dönemde iki araştırma yaptık. İlki evden çalışmanın çalışanlar üzerindeki etkisi araştırması. Bu araştırma bize pandemi döneminde yorgunluk, stres ve kaygının istatistiksel olarak çalışan kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görüldüğünü gösterdi. İkinci araştırmamız şiddet üzerine idi. Psikolojik ve cinsel şiddette artış olduğunu gördük. Yardım merkezlerine erişimde zorluklar olmasına rağmen başvuruların artmasından fiziksel şiddetin de ciddi olarak arttığını anlıyoruz.Bu durumu şirketler ile paylaştık. Çünkü, şirketlerin bu dönemde kadınların, erkeklere oranla daha zorlandığı bir dönem olduğunun farkına varması, gerekli destek mekanizmalarını oluşturması ve kadınların performanslarını değerlendirirken erkeklerle eşit şartlarda çalışmıyor olduklarını göz önünde bulunduruyor olmaları gerekiyor.”dedi. İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) projesinden de bahseden Ararat, “2014 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Sabancı Vakfı’nın desteği ve Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) iş birliğindebaşladığımız proje bugün 72 şirket 160 bin çalışanı kapsıyor.Veriler, Türkiye’de eğitimli kadınların %75’inin sistematik olarak birlikte olduğu kişiden baskı gördüğünü ortaya koyuyor.Yönetici konumdaki kadınların da bu sorunla karşı kaşıya olduklarının şirketler tarafından bilinmesi çok önemli. Eşit fırsatlar evde eşitliğin sağlanmasını da gerektirir. Yoksa kariyer mücadelesinde kadın erkek aynı koşullarda olamaz. Projenin amacı; şiddetle mücadelede kadın çalışanlara sunulan destek mekanizmaları oluşturmaları içinşirketlere destek vermekti.Şiddetin kadına en büyük etkisi kendine olan güveni kaybetmek. Şirketler şiddetin bir özel hayat değil, toplumsal bir mesele olduğunu kabul etmeli ve bunu açıkça ifade etmelidir.Projenin 6. senesinde etki araştırması yaptık. Projeye katılan şirketlerde kadınların kendilerine daha yüksek kariyer hedefleri koyduğunu gördük.Geçen seneden itibaren projemizi belediyelere taşıdık. Belediyeler, sığınma evleri, eşitlik merkezleri olan topluma yakından hizmet veren yerel yönetimler. Bu sebeple onların varlığını çok önemsedik dedi. Ararat, şirket yönetiminde eşitlik konusunda ise şunları söyledi: “2012 yılından bu yana Türkiye’de halka açık şirketlerin yönetim kurulunda ve komitelerinde kadın oranını takip edip raporluyoruz. 2012 yılında yönetim kurullarındakadın oranı %12 idi.  Dünya ve Avrupa ortalaması da bu civardaydı. Günümüze geldiğimizde bu oran Türkiye’de %17. Avrupa’da %30, dünya ortalaması ise %19. Türkiye geride kaldı. Ancak daha da önemlisi bu oranın %40’ı şirket sahibi olan ailelerin mensubu kadınlardan oluşuyor. Cam tavanı delerek aşağıdan yukarıya çıkan kadınların oranı %9 civarında.  CEO ve icrada görevli, yanioperasyonelkarar alma mekanizmalarında bulunan profesyonel kadınların oranı ise sadece %3. 2012 yılından bu yana da bu oranda bir değişiklik olmadı. “ Ararat,Global Compact Türkiye’nin çalışmalarına da değindi; buyılTürkiye’den 18 UN Global CompactşirketininkatılımıylaGlobal Compact TürkiyeTargetGenderEquality(Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) Programı‘nı hayata geçirdik.Hedef 2030 yılına kadar kadınların ekonomik karar mekanizmalarına etkin katılımını sağlamak.Temel beklenti, programa kabuledilen şirketleriniddialı ve gerçekçi programlar oluşturmaları ve hayata geçirmeleri. Bunları UN Global Compact tarafından tasarlanan eğitimlerden vemetedolojilerinden yararlanarakyapmalarını sağlıyoruz. Şirketler, Kadının Güçlenmesi PrensiplerininToplumsal Cinsiyet Uçurumu ölçme aracını kullanarak bu alandaki durumlarını belirlediler. Şimdi kurumlarında hayata geçirecekleri iddialı ve gerçekçi hedefler belirlemek üzere çalışıyorlar. Şirketler program sonunda bir eylem planı oluşturaraküst yönetimlerine sunacaklar. Bu çalışmalarda hedef koymak çok önemli. İstediğimiz kadar şirketler bu alanda görüş açıklasınlar, iyi niyetli olsunlar,kendilerini bağladıkları ve kamuyla paylaştıkları bir hedefleri yoksa, herşey olduğu gibi kalabiliyor. Hedefler ve aksiyon planlarının açıklanması şirketleri geri dönüşsüz bir yola sokuyor.“ Ararat son olarak “Kadının güçlenmesi konusunda Bursa’da çok etkin bir şirket grubu var.  Bazen kişiler, liderler çok önem taşıyor. Bursa’da çok önemli kadın liderler ve onların vizyonlarını paylaşan erkekler var. Bu dayanışma ve işbirliğinin devamı çok önemli. Bu sosyal ağlar çok önemli.Bursa’yı bu anlamda kutluyorum.”dedi.
Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu’na bağlı Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nun düzenlediği 3. Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’nin konuğu Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat oldu. Ararat, “Verilen hakların, sahip çıkılmadığı zaman kaybedildiğini açıkça görüyoruz. Haklarımıza sahip çıkmalıyız. Türkiye’nin geleceği kadınlar üzerinden gelişecek” dedi.

Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu’na bağlı Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nun düzenlediği 3. Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’nin konuğu Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat oldu. Sadece platforma üye firmalarının temsilcilerine değil, tüm iş dünyasına açık olarak düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü BUSİAD Genel Koordinatörü A. Basri Tüfekçioğlu yaptı. Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeşim Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur, BUİKAD Başkanı Av. Oya Eroğlu,BUSİAD Başkanı Ergun Hadi Türkayve KalDer Yönetim Kurulu üyesi ve Seger Genel Müdürü Tülin Tezer’in de katıldığı söyleşinin açılışında konuşan Cesur, “Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’nibu yıl online söyleşiler ile devam ediyoruz. 15 günde bir yaptığımız bu söyleşilerinplatformumuzdaki firmalara ve tüm iş dünyasına esin kaynağı olacağına inanıyoruz” dedi.

Global Compact Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat,“Kadınlara hakların verilmesi yeterli değil, haklarımıza sahip çıkmadığımız zaman bu hakların geri alındığını görüyoruz. Bu sadece Türkiye’de değil dünyada da böyle. Haklarımıza sahip çıkmalıyız. Eğer Türkiye’nin iyi bir geleceği varsa bu gelecek kadınların üzerinde gelişecek.“ dedi. 

Pandemi sürecinde kadınlara yönelik yaptıkları çalışmalara değinen Ararat, Sabancı Üniversitesi olarak yaptıkları araştırmalardan bahsetti. “Özellikle çalışan kadınların yükü bu dönemde dahada arttı. Bu dönemde iki araştırma yaptık. İlki evden çalışmanın çalışanlar üzerindeki etkisi araştırması. Bu araştırma bize pandemi döneminde yorgunluk, stres ve kaygının istatistiksel olarak çalışan kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görüldüğünü gösterdi. İkinci araştırmamız şiddet üzerine idi. Psikolojik ve cinsel şiddette artış olduğunu gördük. Yardım merkezlerine erişimde zorluklar olmasına rağmen başvuruların artmasından fiziksel şiddetin de ciddi olarak arttığını anlıyoruz.Bu durumu şirketler ile paylaştık. Çünkü, şirketlerin bu dönemde kadınların, erkeklere oranla daha zorlandığı bir dönem olduğunun farkına varması, gerekli destek mekanizmalarını oluşturması ve kadınların performanslarını değerlendirirken erkeklerle eşit şartlarda çalışmıyor olduklarını göz önünde bulunduruyor olmaları gerekiyor.”dedi.

İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) projesinden de bahseden Ararat, “2014 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Sabancı Vakfı’nın desteği ve Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) iş birliğindebaşladığımız proje bugün 72 şirket 160 bin çalışanı kapsıyor.Veriler, Türkiye’de eğitimli kadınların %75’inin sistematik olarak birlikte olduğu kişiden baskı gördüğünü ortaya koyuyor.Yönetici konumdaki kadınların da bu sorunla karşı kaşıya olduklarının şirketler tarafından bilinmesi çok önemli. Eşit fırsatlar evde eşitliğin sağlanmasını da gerektirir. Yoksa kariyer mücadelesinde kadın erkek aynı koşullarda olamaz. Projenin amacı; şiddetle mücadelede kadın çalışanlara sunulan destek mekanizmaları oluşturmaları içinşirketlere destek vermekti.Şiddetin kadına en büyük etkisi kendine olan güveni kaybetmek. Şirketler şiddetin bir özel hayat değil, toplumsal bir mesele olduğunu kabul etmeli ve bunu açıkça ifade etmelidir.Projenin 6. senesinde etki araştırması yaptık. Projeye katılan şirketlerde kadınların kendilerine daha yüksek kariyer hedefleri koyduğunu gördük.Geçen seneden itibaren projemizi belediyelere taşıdık. Belediyeler, sığınma evleri, eşitlik merkezleri olan topluma yakından hizmet veren yerel yönetimler. Bu sebeple onların varlığını çok önemsedik dedi.

Ararat, şirket yönetiminde eşitlik konusunda ise şunları söyledi: “2012 yılından bu yana Türkiye’de halka açık şirketlerin yönetim kurulunda ve komitelerinde kadın oranını takip edip raporluyoruz. 2012 yılında yönetim kurullarındakadın oranı %12 idi.  Dünya ve Avrupa ortalaması da bu civardaydı. Günümüze geldiğimizde bu oran Türkiye’de %17. Avrupa’da %30, dünya ortalaması ise %19. Türkiye geride kaldı. Ancak daha da önemlisi bu oranın %40’ı şirket sahibi olan ailelerin mensubu kadınlardan oluşuyor. Cam tavanı delerek aşağıdan yukarıya çıkan kadınların oranı %9 civarında.  CEO ve icrada görevli, yanioperasyonelkarar alma mekanizmalarında bulunan profesyonel kadınların oranı ise sadece %3. 2012 yılından bu yana da bu oranda bir değişiklik olmadı. “

Ararat, Global Compact Türkiye’nin çalışmalarına da değindi; buyılTürkiye’den 18 UN Global Compactşirketininkatılımıyla Global Compact TürkiyeTargetGenderEquality(Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) Programı‘nı hayata geçirdik.Hedef 2030 yılına kadar kadınların ekonomik karar mekanizmalarına etkin katılımını sağlamak.Temel beklenti, programa kabuledilen şirketleriniddialı ve gerçekçi programlar oluşturmaları ve hayata geçirmeleri. Bunları UN Global Compact tarafından tasarlanan eğitimlerden vemetedolojilerinden yararlanarakyapmalarını sağlıyoruz. Şirketler, Kadının Güçlenmesi PrensiplerininToplumsal Cinsiyet Uçurumu ölçme aracını kullanarak bu alandaki durumlarını belirlediler. Şimdi kurumlarında hayata geçirecekleri iddialı ve gerçekçi hedefler belirlemek üzere çalışıyorlar. Şirketler program sonunda bir eylem planı oluşturaraküst yönetimlerine sunacaklar. Bu çalışmalarda hedef koymak çok önemli. İstediğimiz kadar şirketler bu alanda görüş açıklasınlar, iyi niyetli olsunlar,kendilerini bağladıkları ve kamuyla paylaştıkları bir hedefleri yoksa, herşey olduğu gibi kalabiliyor. Hedefler ve aksiyon planlarının açıklanması şirketleri geri dönüşsüz bir yola sokuyor.“

Ararat son olarak “Kadının güçlenmesi konusunda Bursa’da çok etkin bir şirket grubu var.  Bazen kişiler, liderler çok önem taşıyor. Bursa’da çok önemli kadın liderler ve onların vizyonlarını paylaşan erkekler var. Bu dayanışma ve işbirliğinin devamı çok önemli. Bu sosyal ağlar çok önemli.Bursa’yı bu anlamda kutluyorum.”dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve isdunyasindakadin.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.